NE İŞİM VAR GÜNEYLERDE!
Telefonuna tatil reklamları düşen eşim, beni heveslendirmeye çalışan bir sesle okuyor onları. Üç gün üç gece şu kadar lira! Açık büfe, havuz, bilmem ne… Sayıyor da sayıyor, sıcaktan nefret ettiğimi, bu yüzden Ege ve Akdeniz’e bile gidesim olmadığını bilmesine rağmen kaplıca reklamlarını bile okuyor bana.
Bırak Allah aşkına, diyorum ona. Kendi yatağım, kendi banyom, kendi mutfağım! En önemlisi de şu Karadeniz. Bu esintiyi nerede bulurum ben?
O zaman Bartın’a gidelim, diyor. Esen Abi’yi de özledik? Olur diyorum, ama akşam eve döneceğiz.
Şimdi kendimizi güncelleme kampındayız, günde ortalama dört beş saat ders alıyoruz. Ben 2014’ten beri akademik disiplinden uzağım. O da akademisyenlerin girmesi gereken sınavları hiç sevmez. Unvan almak isteyen akademisyenlerin tersine o unvanlara alerji duyar ve almamak için elinden geleni yapar.
Biraz da benim zorumla ders dinliyor. Hatta bugün bir de test çözdü! Büyük gelişme! Evin ineği benim ama bu tür testlerden benden yüksek alıyor.
Bu güz döneminde ikinci üniversiteye başlamayı düşünüyorum, ne dersiniz? İlkini okuyalı çok oldu. O zaman televizyoncu olmak istiyordum. Şimdi ise televizyonu seyredenleri incelemek istiyorum. Bu da demek oluyor ki sosyoloji okumalıyım.
İnsan değişiyor. “Asla vazgeçemem” dediği şeylerden vazgeçip, “asla yapamam” dediği şeyleri yapabiliyor.
Gitar çalıp şarkı söyleyebiliyorum ama sanırım artık “müzikçi” değilim. “Yazı yazabiliyorum” ama yazar değilim.
20 yaşımda üniversite bitirmiş, 21’de evlenmiştim.
Öğrenmek istediklerim yarım kaldı. Eksik kaldı, hayata atılmak için çok acele ettim.
Saptamalar yapıyorum, pişmanlık belirtmiyorum. Pişman değilim. Artık büyütmem, okutmam, evlendirmem gereken çocuklar yok. Zamanım var ve bu fırsat kaçmaz. Ben öğrenmeye kaldığım yerden devam etmeliyim…
ALES sorularını sudoku çözüyormuş duygusuyla çözüyorum. Hafızam güçleniyor, zihnim aktive oluyor, diyorum. Yoksa öğrenci seçme ve yerleştirme için yıllardır ülkemizde uygulanan merkezi test sistemini onayladığımı ve memnun olduğumu sanmayın.
Bir yaz böyle geçiyor. Yeşil Karadeniz’e girerek, biraz güneşlenerek, annemin alıştırdığı Ege lezzetleri eşliğinde evimizde, mahallemizde yaşayıp giderek.
Hayır, hayır. Valiz toplayıp, güneylere inmek bana göre değil. En azından “artık”.
Yazar Hakkında
Defne ILGAZ
Latest posts by Defne ILGAZ (see all)
- ABSÜRT - 25 Ocak 2023
- MİTLER VE ÇOCUKLAR - 25 Aralık 2022
- NE COĞRAFYA AMA! - 23 Kasım 2022
- BÜYÜK PATLAMAYA DOĞRU - 20 Kasım 2022
- TÜRK REFLEKSİ - 7 Eylül 2022
Devam...
ABSÜRT
MİTLER VE ÇOCUKLAR
ŞİİRLİ BAHÇE 70