Hadi eğri oturup doğru konuşalım. “Ben neden varım? Yaşam nedir? Yaşam varlıkla nasıl ve neden buluşur?” soruları zaman zaman takılmaz mı zihninizdeki oltaya? Bir heves bir şey yakaladım galiba derken, kurtulup uzaklaşıverdiği de olmamış mıdır?
Bu niyetle düşünce deryasına saldığım oltaya takılanları paylaşmak istiyorum bugün.
Evrenin frekans ve titreşim alanlarıyla var olduğunu fark etmek ‘eski ben’i hem şaşırtıp hem de sevindirmişti. Cevap burnumun dibinde miydi hep yani? Vallahi öyleymiş.
Bu; frekans ve titreşimlerin yayılmak üzere, madde kalıplarına girip elementlerde vuku bulması gerçeğiymiş. Hangi nitelikte ortaya çıkacağı ise var olduğu elemente göre çeşitlenirmiş.
Kaç tane element vardı ya?..
Dört tane miydi?
Neydi beşincisini? Varsa eğer…
O vakit beden, ruh ve varlığımda varolduğunu varsaydıklarıma odaklanıyorum. Ateş, toprak, hava ve su.
İyi de her insan kendine has, benzersiz bir kainatsa; benim benliğimde hepsi ne kadar aktif?
Hangileri çalışırken, hangisi atıl? Toprak, su ile beslenmezse kurumaz; ateş, havasız kalırsa sönmez mi?
Hayatı ele alış, algılayış biçimimiz ve reaksiyonlarımızın temelinde yatan elementlerim dengede mi acaba? Öyleyse, geri planda kalmış olanı nasıl tamamlayabilirim?
Hepsinin cevabı içince saklıymış. Yalın ve net “evet”.
Su enerjim yüksekse aşırı doz duygusal derinlik yaşarken, sağlam temellerde köklenmek adına hafif kalanı dengeleyebilirmişim.
Ya da yüksek odaklı bir yaratıcı ve rekabetçi enerjim var ve hayat benim için hızla akıyor. Yetişemediğim ideallerimi hava enerjisi ile yeniden hayatıma çekebilirmişim.
İçimdeki enerji dengesini kurmak için, yaşam alanımdaki elementlere ayar verip işe başlayabilirmişim.
Siz de yapabilirsiniz. İstersek hepimiz yapabiliriz.
Düşünün;
Deniz, göl, akarsu gibi bir kaynağın yakınında iseniz sezgi ve duygularınızın hayli aktive olduğu su enerjisi barındırıyorsunuz belki. İçsel gel gitleriniz yoğun ise; evinizde çicek yetiştirip içinizdeki toprağı, tatlı bir mum yakıp ateşi aktive edebilirsiniz.
Ya da dağlık bir bölgedesiniz ve yoğun bir toprak enerjisi mevcut; minik bir akvaryum ya da maviye boyadığınız bir duvar ile aktif toprağınızı susuz bırakmamış olursunuz.
Pencereniz yemyeşil bir ormana açılıyorsa, mekanınızdaki yüksek hava enerjisini ateşle buluşturmak için yakut taşlı bir dekoratif objeniz neden olmasın ki? Çok da şık olur.
Pek çoğumuzun muzdarip olabileceği; her şeyin bulunup hiçbir şeyin tam olmadığı metropol yaşamının getirdiği yüksek ateş enerjisini dengelemek için ne yapacağınızı da biliyorsunuz artık. Sık sık duş alabilir, bitki yetiştirebilir ya da elementlerin enerjilerini taşıyan renkleri hayatınıza ekleyerek pekala da uyum için bir şeyler yapabilirsiniz.
Neydi beşincisi?
O başka bir zamanın konusu. Çok derin, çok manalı. Sırası geldiğinde kendisinden bahsettirecektir.
Yazar Hakkında
Beyza'nın Mutfağı
Latest posts by Beyza'nın Mutfağı (see all)
- Sebeb-i Sükunetim - 17 Ocak 2022
- Vuslat - 13 Eylül 2021
- Hikayeni Yeniden Yaz - 22 Ağustos 2021
- Hatalı Soru: “Ne Zaman Bitecek?” - 1 Ağustos 2021
- Herkese, Her Şeye Bulaşsa Mutluluk - 27 Temmuz 2021
Devam...
OKU
ABSÜRT
MİTLER VE ÇOCUKLAR