Uzun bir aradan sonra tekrardan sizleri selamlıyorum. Geçtiğimiz haftaların yoğun temposu, her şeyin üst üste gelişi ve çalışmalarım dolayısıyla sizlerden uzak kaldım. Oysa size tekrar seslenebilmeyi çok istiyordum. Nasıl geçti haftalarınız? Hayatınıza ne gibi yenilikler kattınız? Ben geçtiğimiz haftalara pek çok kitap ve makale sığdırdım. Öğrendiklerim beni oldukça etkiledi. Edebiyatın büyülü dünyasına ait bir gemiyle yolculuğa çıkmış gibiydim. Bazen fırtınalarla yüzleştim bazen de dingin denizin ruhuma işleyişine tanıklık ettim.
Dizeler, harfler, simgeler, cümleler ve daha ne maceralar… Hepsi keşfimin birer parçasıydı. Her taraftan edebiyatın büyüsü yükseliyor gibiydi. Şimdilerde ise nelere çalışacağımı, hangi kitapları öncelikli okuyacağımı ve notlar çıkaracağımı düşünüyorum. Bu sıralar vakit bulup okuyamadığım dergilerimi okuyorum. Elbette yeni almış olduğum kitaplar da var. Hatta birisi oldukça ilgi çekici, gerçek bir hayat öyküsüne dayanıyor. Ancak şimdi yorum yapmam için çok erken zira öncelikle romanı bitirmeliyim. Sonrasında bu deneyimi sizlerle paylaşacağım.
Yurdun dört bir tarafı karlarla kaplı. Bir sabah kalktığımda Muğla’ya da kar yağdığını gördüm. Merkeze yağıyor olsa da ilçelerine pek yağmadığı bir gerçek. Hatta bizim bulunduğumuz ilçeye en son 1992 yılında kar yağmış. Sabah pencereden dışarı baktığımda kabus görüyor gibiydim. Sanki o dakika kıyamet kopacaktı. Daha önce karşılaşmadığım bu manzara bende adeta bir şok etkisi yaratmıştı.
Çok geçmeden karlar eridi. Sonra günlerce yağmur yağdı. Köyceğiz’in yürüme yolu sularla kaplandı. Bir sandalınız olsa rahatlıkla hareket edebilirdiniz. Bir nevi Venedik’in sularla dolu sokaklarını andırıyordu.
Şimdi ise masmavi bir gökyüzü bizleri selamlıyor. Yakın zamanda yine yağmurlarla karşılaşacak olmanın verdiği etkiyle bu havaların tadını çıkarmaya çalışıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde müziklerini sıklıkla dinlediğim bir filmi izledim. Vizyona girdikten sonra çok büyük bir seyirci kitlesiyle karşılaşan filmin başrolünde Ryan Gosling ve Emma Stone bulunuyor. Müzikal bir yapıt. Sonu alışılmadık biten bir film olduğunu söylemeliyim. Bence seyirciyi etkisi altına alan en önemli özelliklerinden birisi de tam olarak bu. Klasik bir son ile bitmeyen film insanların hayatlarını farklı yönlerde nasıl şekillendirdiğini de izleyiciye gösteriyor. “Ya şöyle olsaydı?” gibi soruların yanıtlarını kahramanlarımız da düşünmüş ve tahayyüllerinde canlandırmışlar. İzlerken eğleneceğiniz, iki farklı insanın hayatta amaçlarını ararken nasıl olgunlaştığını keşfedeceğiniz bir film. Kendi hayalleri peşinden koşan kahramanların çabası görülmeye değer. Eğer henüz izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ediyorum.
Hayat yolculuğu bizleri engin denizlerden nerelere götürür bilinmez ama umarım durduğumuz her limanda bir bir hayallerimiz gerçekleşir. Geminizin sizleri yıldızlı kente götürmesini diliyorum. Her bir yıldız yolunuza ışık, kalbinize umut olsun.
Mutlu haftalar.
Yazar Hakkında
Latest posts by Rûh î Edebiyat (see all)
- “CARPE DİEM” - 20 Aralık 2022
- ETİKETLERİN PENÇESİNDE KALAN İNSANLAR - 11 Aralık 2022
- KADINLARIN SESLERİ - 6 Kasım 2022
- GEÇİP GİDEN GÜNLERİN ARDINDAN - 2 Ekim 2022
- KAPADOKYA’YA GEÇ GELEN BAHAR - 13 Mayıs 2022
Devam...
OKU
ABSÜRT
MİTLER VE ÇOCUKLAR