Bazı kültürler, cinsiyetçilikten ileri gelebilecek zararları en aza indirmeye çalışıyor. Bazılarında ise, sorunlar hala kadınların ancak kocaları/babaları/oğulları ile anılması, sporcu çocukların kıyafetlerinin tartışılması düzeyinde seyrediyor.
Literatürde uzun zamandır cinsiyetçiliğin iki türlü tezahürü olduğu savunuluyor. Madalyonun iki yüzü. Birbirini doğuran ikiz kardeşler gibi; düşmanca cinsiyetçilik ve korumacı cinsiyetçilik.
Düşmanca cinsiyetçilik, belki de cinsiyetçilik diyince çoğumuzun ilk aklına gelen formu. Erkeklerin her daim her türlü gücü ellerinde bulundurma istekleri, hatta yeri gelince bu güçlerine tehdit oluşturma ihtimali olan kadınları yok etmeleri.
Fakat düşmanca cinayetçilik kendini gösteremediği kültürlerde/durumlarda yerini madalyonun diğer yüzüne bırakıyor; korumacı cinsiyetçiliğe.
Korumacı cinsiyetçi eylemler/söylemler dışarıdan bakılınca çok hoş görünebilse de, durum pek öyle değil.
Toplu taşımada istemediğinizi söylemenize rağmen inatla sizi boş koltuğa oturtmaya çalışan kişiler ne yaptıklarının farkında olmasalar dahi cinsiyetçi bir davranış gösteriyorlar. Kadınların çiçek olduğu fikri de öyle mesela. Çünkü kadına sunulan var olma şartı, korunulası (kim tarafından korunulası, tabii ki erkek!) bir “şey” olmak. Bu da ancak çiçek gibi narin ve kırılgan olduğu müddetçe kabul görebileceği fikrine dayanıyor. Çiçek ol, öylece dur ve kıpırdama! Ben seni sularım.
Hem teorik hem pratik olarak düşmanca cinsiyetçilik ve korumacı cinsiyetçilik birbirlerini temelden besleyip büyütüyor. Çünkü aslında köklendikleri yer aynı; kadının daha aşağı/ikincil olduğu fikri.
Herhangi bir yerde bunlar konuşulduğunda “ne yani kimseye yardım etmeyelim mi, iyilik de mi yapmayalım yahu” diyen illa birileri oluyor. Hayır, biri sizden yardım istiyorsa ya da yardıma ihtiyacı varsa cinsiyetinden bağımsız olarak tabii ki yardım edin. Bütün söylemek istediğim, kadınların kapılarının tutulmasına değil, eşit haklara sahip bireyler olarak toplum içerisinde var olmaya ihtiyaçları var.
Yazar Hakkında
Dr. Sufistike
Latest posts by Dr. Sufistike (see all)
- Lviv Tren Garı - 6 Mart 2022
- İçimizi Duymak - 9 Eylül 2021
- Dünyadaki Tüm Film Topluluklarına ve Filmleri, Sinemayı Seven Herkese! - 16 Ağustos 2021
- Çiçek Olmak ya da Olmamak - 11 Temmuz 2021
- Yuvarlanan Çalı - 27 Haziran 2021
Devam...
ABSÜRT
MİTLER VE ÇOCUKLAR
ŞİİRLİ BAHÇE 70