3 Aralık 2023

SitemDer

Karanlık sularda güneş olmak…

Kâh sıcak kâh serin geçen havalar… Biri dolup diğeri boşalan kahve fincanları, birbiri ardını kovalayan kitaplar ve belgeler. Aylardan Ekim, mevsimlerden sonbahar… Sıcak bir İzmir havasından selamlıyorum sizleri. Akşam yerini serinliğe bırakacak olan Ege kıyılarından merhaba. Nasılsınız sevgili okur? Haftalarınız nasıl geçiyor? Umarım güzel haftalar geçirip güzel anılar biriktirmişsinizdir. Bana soracak olursanız son zamanlarda oldukça yoğun ve stresli bir dönem geçirmekte, zamanın yetmediği kanaatindeyim. Çalışmalar, zihinsel ve ruhsal yorgunluklar… Yine de her şeye rağmen anın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Ne kadar başarılı olduğum konusunda inanın hiçbir fikrim yok ama başarmayı umuyorum.

Geçtiğimiz hafta kardeşimi üniversitesine bırakmaya gittik. Bu süreç bizim için oldukça stresli, uzun, yorucu, şaşırtıcı ve mutluluk vericiydi. Sınav sonuçları açıklandıktan kısa bir süre sonra kuzenlerimizin yanına Aksaray’a gittik. Dört kuzen çocukluktan beri hep güzel vakitler geçirmişizdir. Kuzenden çok kardeş gibi büyüdük. Birlikte gelecek hayalleri kurduk, dans koreografileri hazırladık, çeşitli roller yaptık ve daha neler neler… Aramızdaki bağın hiç ama hiç kopmamasını dileyerek yolumuza devam ediyoruz. Şafak’cığım Aksaray’da tercihlerini yaptı. Kahvelerimizi yudumladığımız bir vakitte Gülenay ile şu durumun farkına vardık. Benim hayalimde Hukuk bölümünü okumak vardı. Benden sonra Ayşen Dil bölümünü, Gülenay İç Mimarlık bölümünü ve Şafak Tıp bölümünü okumak niyetindeydi. Hayalimin bu olmadığının farkına varmamı Ayşen sağladı. Canım kuzenim o dönem bana Google Üniversite Seçimim  adı altında çeşitli videolar hazırlandığını ve istersem onlara da bir göz atmamı tavsiye etti. Sınavıma son bir ay kalmıştı. Tüm bir yıl boyunca Hukuk diye direten ben “Evet olabilir.” demiştim. İçimde bir eksiklik hissediyordum. Okumam gereken bölümün bu olmadığını içten içe hep biliyordum. Elim beni o videonun üzerine götürmüştü. Türk Dili ve Edebiyatı bölümüydü. O an anlamıştım işte benim hayalim tam olarak buydu. Ve sonunda Fen- Edebiyat fakültesine yerleştim. Ben seçimimi yaptıktan aylar sonra Ayşen’ciğim Hukuk fakültesine yerleşti. İkimiz aramızda bölümlerimizi değiştirmiş asıl hayallerimizin farkına varmıştık. Daha sonra Gülenay’cığım hayalinin Tıp fakültesinde olduğunu anladı, tercihini yaptı. Ardından Şafak hayalinin Tıp olmadığını anladı. Önce alan değiştirdi sonrasında bölüm. Ve o da İç Mimarlık ve Çevre Tasarımını kazandı. Gülenay ile konuşurken bana şöyle bir cümle kurdu:

“Aslında hepimiz başlangıçta istediğimiz bölümleri birbirimize devretmiş olduk.”

Bu düşüncesine kesinlikle katılıyorum. Şimdilerde ben hem Türkolog hem de bir öğretmenim. Ayşen bir avukat. Gülenay geleceğin doktoru; Şafak geleceğin İç Mimarı. Hepimiz sevdiğimiz alanlarda ilerlediğimiz için kendimizi oldukça şanslı hissediyoruz. Aksaray’dan ayrılıp memleketimize geçmeden önce Ayşen’ciğimin Hukuk Bürosu’na da uğradık.

Memlekette olduğumuz süre boyunca sınav sonuçları açıklanmadı. Dönüş yoluna geçtiğimizde beni Nevşehir’e bırakıp ailem Aksaray’a geçtiler. Aradan birkaç gün geçti. Çocukluk arkadaşlarım İlayda ve Aleyna ile birlikte oturuyorduk. Derin bir hasbihal içindeydik. Birden telefonum çaldı. Üniversite yerleştirme sonuçları açıklanmıştı. Şafak İzmir’e yerleşmediğini söyledi. İstanbul’a yerleşmişti. Büyük bir şaşkınlık ve sevinç içerisindeydim. Evet kardeşim asırlardır insanları büyüleyen o kente gidiyordu. Yedi Tepeli İstanbul’a…

Aksaray dönüşünde Nevşehir’e geldiğinde ona sıkı sıkı sarıldım.

Günler günleri haftalar haftaları kovaladı. Ve o gün geldi. Kardeşimi olması gereken o güzel yere bıraktık. Aramızda biraz mesafe olmasına üzüldüğümü itiraf ediyorum. Ama böyle büyüleyici bir şehirde olduğunu bilmek bir hür kuşun gök semada kanat çırpışı kadar huzur verici.

Ah İstanbul…

Yahya Kemal’in Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü sevdiği o kent!Şair senin için neler diyordu dizelerinde:

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

 

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,

Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü’yada

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.” 

Efsunlu güzelliğiyle birçok insanı kendine hayran bırakan şehir, ihtişamından ödün vermemeni dilerim.

İstanbul kadar güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle!

Yazar Hakkında